23 Aralık 2016 Cuma

Haber

Linkteki haberi seçtim. Bu haberde silah kimler tarafıdan taşınmalı ve silah taşıma ruhsatı hakkında genişletilmiş bir yazı yazdım.

Günümüzde ruhsatlı ve ruhsatsız silah kullanımı gittikçe artıyor. Bu artış toplumda endişe yaratmaya başladı. Silah kullanımı artışlarındaki en büyük sorun usulsüz silah satışı. Vatandaşların silahlanmaya olan merakı, ruhsat alımındaki zorluklar insanları usulsüz silah alımına teşvik ediyor. Silahlar kanun koruyucular ve güvenlik elemanları tarafından caydırmak amacıyla taşınmalı. Ruhsat alımındaki zorluklar ve izin sınırlamaları insanları ruhsatsız silah bulundurmaya veya taşımaya teşvik ediyor.

Polis, asker gibi bir  mesleği olmayan kişilerin silah taşıyabilmesi için silah taşıma ruhsatı almaları gerekiyor. Silah taşıma ruhsatını almak isteyen kişiler öncelikle 21 yaşını doldurmuş olması durumunda. 21 yaşını doldurmayan kişiler silah taşıma ruhsatı alamıyor. 21 yaşını geçmiş ve Türk Vatandaşı olan ve çalıştığı meslek grubuna göre mevki sahibi olan kişiler taşıma ruhsatı alabiliyor. Silah taşıma ruhsatı alabilmek için bütün mal varlığının ve can güvenliğinin tehlikede olması gerekiyor. Can güvenliği tehlikede olan kişiler bu durumu resmi olarak belgeleyip gerekli makamlara başvuruda bulunmalı. Bu sebepten dolayı şirket cirosu yüksek olan kişiler, bünyelerinde çok sayıda işçi çalıştıran kişiler, kuyumcular, kuyumculuk işi ile uğraşan toptancılar, döviz bürosu sahipleri, para taşımacılığı yapan mutemetler, büyük sürülere sahip olan sürü sahipleri, büyük topraklara sahip olan toprak sahipleri, yurt dışı lisansı olan gemi kaptanları, emniyet mensupları, askeri personeller, avukatlar gibi meslek grupları silah taşıma ruhsatı rahatlıkla alabiliyor.

 Uyuşturucu madde kullanan kişiler, psikolojik, nörolojik ve fizyolojik olarak silah almaya engel hali bulunan kişiler silah ruhsatı alamıyor.

Silah Taşıma Ruhsatı Nasıl Alınır?

Silah taşıma ruhsatı için belirli prosüdür ve işlemler vardır. Silah taşıma ruhsatı alabilmek için incelikle kişilerin başvuru dosyalarını hazırlamaları gerekir. Öncelikle sağlık ile ilgili olarak en yakın sağlık ocağına gidip “Silah Ruhsatı Taşıyabilir Belgesi” alınmalı. Alınan belgeyi 7 doktordan oluşan heyet kurulundan geçirerek imzalatmanız ve dosyaya koynamnız gerekiyor.
Şirket cirosundan silah taşıma başvurusu yapacak bir kişi, vergi dairesinden şirket beyannamesini resmi olarak almak zorunda. Yöneticisi veya şirket ortaklığının olduğu kurumlarda diğer şirket ortakları tarafındanda kişinin silah edinmesine sakınca olmadığına dair belge alınmalı.  Gerekli evrakların tamamlanması durumunda ise oturdukları mesken doğrultusunda kolluk birimlerine giderek silah taşıma ruhsatı için başvuruda bulunabilir. Başvuruda kişilerin parmak izi balistik kayıtları alınır. Bütün işlemler bittikten sonra kaymakamlıklara müracaat ederek silah taşıma ruhsatınızı almak için başvuruda bulunabilir.

Silah Taşıma Ruhsatı Almak İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?

Silah taşıma ruhsatı alabilmeniz için dosyanızda hazırda bulundurmanız gereken belgeler şu şekilde:


  • Silah taşıma veya bulundurma, silah satın veya devir alma talebine ilişkin dilekçe,
  • Vukuatlı nüfus kayıt örneği,
  • Nüfus cüzdan fotokopisi (nüfus cüzdanı aslı müracaat esnasında aranacak, diğer belgelerle birlikte karşılaştırma yapıldıktan sonra ilgiliye iade edilecektir. Nüfus cüzdanında vatandaşlık numarası bulunmayanlardan vatandaşlık numarası istenecektir),
  • Son bir yıl içinde çekilmiş 4 adet fotoğraf,
  • Silah ruhsatı istek formu, (İl Emniyet Müdürlüklerinden temin edilecek.)
  • Arşiv kayıtlarını içeren adli sicil belgesi, (Dilekçede silah ruhsatı için olduğu belirtilecek.)
  • Silah ruhsatı alınmasında sakınca bulunmadığına dair sağlık raporu
  • İkametgah belgesi, (1774 Sayılı Kimlik Bildirme Kanunu hükümleri gereğince arkası mıntıka karakolundan tasdik ettirilecek.)

20 Aralık 2016 Salı

BİR YANLIŞ ANLAMA HAYATINI DEĞİŞTİRDİ

Amerika’ya gidişi dinleyeni gülümseten bir yanlış anşılmayla başlayan, oradaki yıllarını gece gündüz çalışmakla geçiren ve kendi alanında büyük başarılara imza atan Ozan Ekmel Anda’nın başarı hikayesine şahit olacağız.

Ekmel 1967 İstanbul Göztepe  doğumlu, öğretmen bir anne ve bankacı bir babanın oğlu. Kadiköy Anadolu Lisesi’nde öğrenciyken turist rehberliği yapan Ekmel, turizm okumak isteğiyle girdiği üniversite sınavı sonucunda İstanbul Üniversitesi Ekonometri bölümünü kazandı. Tahsiline devam ederken, babasının teşvikiyle Amerika’da yaşayan ve ailesini ziyarete gelen apartman komşusuyla konuşmaya giden Ekmel, sohbet esnasında komşusu Ahmet Bey’in gazete işi yaptığını öğrendi ve Amerika’ya gittiğinde ise yanında çalışma sözü aldı. 1989 yılının şubat ayında 6 aylık turist vizesi alıp New Jersey’e komşusunun yanına gitti. İlk gün komşusunun yanında kaldı ve ertesi gün birlikte işe gittiklerinde işin gaz istasyonu olduğunu gören Ekmel, komşusunun “gas station” olarak söylediği işini “gazete işi” olarak anlamasıyla Amerika’da ki serüvenine benzin pompalayarak başladı. Sabah 6-gece 12 toplam 18 saat olmak üzere haftanın 7 günü saati 5 dolardan bir sene boyunca gaz istasyonunda çalıştı. Bir senenin sonunda yeni tanıştığı türklerin çalışma teklifinin sonucunda bir alışveriş merkezinin içindeki kitapçı dükkanında sabah 9 akşam 9 çalışmaya başladı. Yaklaşık bir sene kitapçı dükkanında çalışan Ekmel, kitapçıda çalışırken kuyumcu dükkanı olan bir başka Türkle tanıştı. Kuyumculuğa olan merakı üzerine hafta sonları dükkan sahibi Hüseyin Bey’in yanına yardım etmeye gitti. Ekmel, Hüseyin Bey’in teşvikiyle yaklaşık içinde 30 dükkan bulunan bir hanın en küçük dükkanını kiralayarak kuyumculuğa başladı. Gaz istasyonunda çalışıren tanıştığı İstanbul’lu Ermeni olan Yusuf Değirmencioğlu Ekmel’in büyük destekçilerinden biriydi. 

1993 senesinde bulunduğu hanın en büyük dükkanının satışa çıkmasıyla işlerini ilerletmek isteyen Ekmel, California’ya yerleşmek üzere dükkanını satmak isteyen İran asıllı yahudi kuyumcu Moris’ten dükkanını satın almak istediğini ve kaç para isterse bir iki yıl içinde ödeyeceğini söyleyerek Moris ile anlaştı. Ekmel hanın en küçük dükkanına sahipken ertesi gün hanın en büyük dükkanına sahip olmuştu. İşler gayet yolundaydı. Aradan iki üç ay geçtikten sonra Morris’in en büyük rakibi ve hanın en büyük ikinci dükkanının sahibi Ekmel’e gelerek dükkanını 50 bin dolara satmak istediğini söyledi. Bunun üzerine Ekmel, Morris’i arayarak en büyük rakiplerini ekarte etmek için bir fırsatı olduğunu ve bu aylık ödeme yapmayıp dükkanı almak istediğini söyledi. California’da mutlu olmadığını ve dönmek istediğini söyleyen Morris Ekmel’e ortaklık teklif etti. Morris ile ortaklığı kabul edip borçlarını yarıya indiren Ekmel, ortağı Morris ile yeni bir maceraya başlamış oldu. 1993-1999 yılları arasında yaklaşık 11 dükkan daha satın alarak işlerini büyüttüler.

Diamond District’te bir ilke imza attı
Müşterisinin isteği üzerine elinde bulunan sarı altın yüzüğü ertesi güne beyaz altına çevirmek isteyen Ekmel, 47. Caddede ki toptancıların yolunu tuttu. Toptacılar Ekmel’e en az bir hafta içinde yapabileceklerini söyledi ve ertesi güne o yüzüğü yapamayan Ekmel 20 bin dolarlık bir satış kaybetmiş oldu. Parakende dükkanlarında işlerinin iyi işlemesinin üzerine Ekmel, piyasada ki bu açığı görerek ortağı Morris’le bir imalat işi açmaya karar verdi. Kuyumculuğa ilk başladığı zamanlarda ona destek olan eski toptancı arkadaşı Dursun Koçak’ın yanına giderek imalat ve toptan işine girip “Ertesi gün servis” işine başlamayı teklif etti. Koçak’ın teklifi kabul etmesi üzerine imalat ve toptan işine başladılar.  

Sektörde gördüğü bir açık üzerine yeni bir maceraya atılan Ekmel bundan sonra yaşadığı tecrübeleri şöyle anlattı:
Yaklaşık 500-600 tane model yaptık. Yaptığımız modellerin hepsi sadece tek taş montürleri ve alyans montürleriydi. Tabi bunların kalıplarını yapıyorsunuz, müşteri istediği zamanda kalıptan yüzüğü döküyorsunuz ve ertesi gün teslim ediyorsunuz. Ve dedik ki 47. Caddeye bizim elimizde 500-600 tane model var biz bu modelleri istediğiniz taktirde akşam saat beşe kadar sipariş verin, ertesi sabah dokuzda teslim ediyoruz. Bu tabi yavaş yavaş bütün kuyumcuların bulunduğu 47. Caddeye yayılmaya başladı. Vermiş olduğumuz servisi insanlar çok beğendiler ve benim mücevherat olayım bu şekilde başladı.”

2003 senesinde ilk atölyelerini kurdular. Kendi dökümlerini yapmaya başladılar ve modellerini yakşalık beş altı bin modele çıkartarak 250 sayfalık kendi kataloglarını oluşturdular. O zamanlar Amerikada bulunan elli bin parekende kuyumcuya çıkarmış oldukları kataloğu gönderdiler. İstenilen malları New York ve New Jersey eyaleti içinde bulunan kuyumculara 24 saat, dışında olan eyaletlere ise 48 saatte mal teslim ederek kuyumcular tarafından çok istek gördü. İşler bir anda patladı ve eleman sayısı giderek arttı. 2007 senesinde sahip oldukları bin metre karelik dükkanın yetmemeye başlaması sonucunda şuanda bulundukları üç bin beş yüz metre karelik yere taşıdılar ve eleman sayıları yaklaşık 280 kişi oldu. Montür ve alyans Amerika’nın bir numaralı firması durumuna geldiler.

“Hiç bir zaman parayla işim olmadı”
Asıl mesleği kuyumculuk olan Ekmel bunun yanında restorant, canlı müzik yapan bir gece kulübü, gaz istasyonu ve bir alüminyum fabrikasınında sahibi. Her zaman bir iş arayışı içinde oldu. Ekmel, iş hayatına girdikten sonra insanlarla olan ilişkisi ve yapmış olduğu sohbetlerin ufkunu genişlettiğini ve kitapçı dükkanında çalışırken paranın nasıl kazıldığını öğrendiğini söyledi.

“ Vermeyi çok seven biri olduğum için kendi insanıma kendi toplumuma çok verdim.” Diyen Ekmel, yapmış olduğu işlerde eleman alırken öncelikli tercihlerini türkler arasından seçerek onlara şans verdi. Amerika’ya ilk geldiğinde görmüş olduğu desteği hiç bir zaman unutmadı ve kendisinden yardım isteyen herkese el uzattı. Toplumuna hizmet vermek ve gelişmesi için bir çok kişiyede köprü olarak destek vererek Amerikalı Türklerin “derman babası” oldu. Ekmel  “Benim ofisim dergah gibidir. Tanıdığım tanımadığım yüzlerce insan gelir geçer burdan. Heralde beni ben yapan özelliklerimden biri de budur” diyor.  

“Zor geçen bir 26 sene oldu”
            Şu zamana gelebilene kadar her gün çalışan Ekmel yaklaşık iki senedir haftada beş gün çalışmaya başlamıştı. 23 yaşındaki kızı Elif ve 17 yaşındaki oğlu Emir’in ilk 5 yılını hatırlatırlamadığı çocuklarıyla sanki 5 yaşında tanıştığını ve zor dönemler geçirdiğini belirtti. Uzun saatler boyunca çalışan Ekmel “Amerika’da başarılı olmanın tek yolunun çalışmak, çalıştığınız taktirde karşılığını alıyorsunuz.” Dedi. Ekmel ABD’in en etkin 50 Türkü arasında yer alıyor.

Ekmel Anda, haftada 126 saat çalıştığı gaz istasyonundan bugünlere uzanan macerasını “Amerika’da karşıma hep iyi insanlar çıktı.” diye özetliyor. Yaptığı işlerde her zaman dürüstlükten yana olması onun bugünlere gelmesinde büyük rol oynadı.

8 Aralık 2016 Perşembe

Arda Boyları Gümüşhane'de Sergilendi

Samsun Devlet Opera ve Bale sanatçıları tarafından tek perdelik ‘Arda Boyları’ bale eseri Gümüşhane Kültür Merkezi’nde sergilendi. Gösteriyi Vali Okay Memiş, Belediye Başkanı Ercan Çimen, eşi Gülseren Çimen, Vali Yardımcısı Şenol Turan, İl Jandarma Komutanı Albay Cezayir Danışan, eşi İlke Danışan, İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Ateş, Gümüşhanespor teknik direktörü Tarık Daşgün ve 100’den fazla kişi izledi.

Trakya yöresine ait türkülerden biri olan Arda Boyları’nın hikayesini ve müziğini modern dansla seyircilere sunan Arda Boyları, birbirlerine âşık iki genç olan Halime ve Recep’in hikâyesini anlatıyor. Koreografi ve rejisi Özgür Adam İnanç’a ait olan Arda Boyları’nın müzikleri İsmail Sezen ve Arda Erdem’e ait. Gösteride Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar, Çalın Davulları, Dere Geliyor Dere gibi çok sevilen türkülerin çok sesli müzik ile halk müziği senteziyle buluştu. Merve Gürer, Erkin İnan, Orçun Ünal, Ana Gorgiashvili, Nazmiye Kıratlı Khozashvili, Çağıl Han Öztornacı, Özlem Özdemir, Arzu Kaya, Cihan Genek, Damla Oktay ile Cem Şenoğlu sahne aldı. Bale gösterisi ilgiyle izlendi ve ayakta alkışlandı.

Gösteriyle ilgili izleyicilerin yorumları şu şekilde oldu:

Vali Okay Memiş: "Bu akşam Gümüşhane'de bize çok güzel sanatsal bir gösteride bulundular. Çok etkilendik, biraz da duygulandık. Bizim yerli ve milli oyunlarımızdan birisiydi. Genç arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. İl Kültür ve Turizm Müdürümüze bu organizasyonu yaptığı için, Kültür ve Turizm Bakanımız Nabi Avcı'ya da bu imkanı sağladığı için teşekkür ediyoruz. Bundan sonra programlarımız böyle devam edecek."
Orçun Ünal: “Seyirciyi çok beğendik.”
Ilgaz Erdağ: “Eser gerçek bir hayat hikayesinden alındığı için etkili.”
İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Ateş: “Gümüşhane'de çok güzel bir salona sahibiz.Bu salonda aktivitelerin zenginleştirilmesi gerekiyor. Bu anlamda Sayın Valimizin bir talimatı olmuştu. Biz de bu doğrultuda karşılıklı yazışmalar sonucunda ilimizde özellikle Kasım ve Aralık aylarında 4-5 adet gösteri Devlet Tiyatrosu ve Opera-Bale gösterisi sahnelenecek. Samsun Devlet Opera ve Balesi ile başladık, hemen akabinde 28 Kasım'da Erzurum Devlet Tiyatroları gelecek, hemen ardından İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin bir gösterisi olacak. Yine Aralık ayı içerisinde İstanbul, Antalya ve Mersin ekiplerinin gösterileri devam edecek. Gümüşhane'de bale gösterisinin ilk defa sahnelendi. Baleye genelde Anadolu kentlerinde önyargılı yaklaşılır. Siz de izlediniz gayet bizden bir opera ve bale. Yine bizim müziklerimizle, bizim kültürümüzle çok da özdeşleşen, bizim hikayelerimizi anlatan bir konusu var."

1 Aralık 2016 Perşembe

5 YAŞINDAKİ OĞLUNU BOĞARAK ÖLDÜRDÜ

İstanbul Kartal’da eşiyle ayrı yaşayan Yıldırım Timur (45) , 5 yaşındaki oğlu Çağatay Timur’u boğarak öldürdü. Olay , 22 Kasım saat 18:00 sıralarında Kartal Cumhuriyet Mahallesi Şehit Cihan Kızıltaş Sokakta meydana geldi. Alınan bilgilere göre eşiyle ayrı yaşadığı öğrenilen Yıldırım Timur oğlu Çağatay Timur’u öldürdükten sonra 155’i arayarak ekip çağırdı.

Polis olay yerine geldiğinde baba Yıldırım Timur’u bileklerini kesmiş bir şekilde buldu. Yıldırım Timur olay yerinde yapılan ilk yardımdan sonra Kartal Eğitim Hastanesine kaldırıldı. Olay yerinde yapılan incelemelerin sonunda Çağatay Timur, otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Uzmanlar olayla ilgili incelemeleri sürdürüyor.