2 Mayıs 2019 Perşembe

Barınak Nedir?

Barınaklar, belediyelerin sokak hayvanlarının rehabilite edilebilmesi için kurulmuş olan yerlerdir. Hasta, yaralı, kaza geçirmiş, hamile, yavru, hasta, sakat vb., kısacası ' rehabilite ' edilme koşullarına uygun hayvanlar için geçici, özel şartlarda ise ( örneğin; saldırgan, problemli, pitbull gibi üretimi, satışı ve sahiplendirilmesi yasaklanmış cinsler için ) kalıcı yuvalardır. 

Nüfusu 60 bin üstünde olan tüm ilçelerde belediyelerin bünyesinde barınak bulundurması zorunludur. Fakat Türkiye geneline bakıldığında barınak sayısı olması gereken sayının oldukça altında. Maalesef barınak olmayan büyük iller bile var.

Belediyeler Barınaklar İçin Neler Yapıyor ve Neler Yapmıyor?

Barınaklar sokak hayvanları için kurulmuştur. Belediyeler kendi bölgelerindeki sahipsiz veya yaralı hayvanların toplatılması, kısırlaştırılması, aşılanması, gerekli tıbbi bakımlarının yapılması ve sonrasında işaretlenerek alındığı ortama gereki bırakılmasını sağlar. Barınaklar için arazi temin eder ve barınakların temel ihtiyaçları olan elektrik ve su gibi ihtiyaçlarını karşılar. Çalışan veteriner hekimlerin ve işçilerin maaşlarını öder. Barınakta bulunan hayvanları sahiplendirip bir yuva bulmasını sağlar. 

Belediyeler ‘cins’ bakmakla yükümlü değildir. Belediyeler her ne kadar hayanların uygun şartlarda yaşamaları için destek olsa bile barınaklara mama, yiyecek yardımı yapmaz. Karma ve diğer aşılarını karşılamaz. İlaçların maddi yükünü karşılamaz. Belediyelerin bu masrafları karşılamamasının sebebi ise maalesef hasta olan hayvanları iyileştirmek yerine uyutma tarafı olmalarıdır.  Barınaklar hayvanlar için korkunç yerler olarak gözüksede aralarında işlerini sevgiyle yapan barınaklarda mevcut. Türkiye’de ki barınaklar aslında dünyaya oranla hayvanları uyutmayı yapan en az ülkelerdendir. Keşke böyle bi durum hiç olmasa..

Türkiye’de Hayvan Hakları 

Gün geçmiyor ki sokak hayvanlarına zarar verilmediği bir güne uyanalım. Ülkemizde hayvan hakları 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında korunmaktadır. Buna ek olarak hayvanların korunmasına dair uygulama yönetmeliği bulunmaktadır. Hayvanları koruma kanununun amacı hayvanların rahat yaşamlarını ve daha iyi uygun muamele edilmesini temin etmektir. Kanun kapsamında hayvanların muamelesine dair yasaklar ön görülmüştür ve bu yasakların denetimi bakanlığa verilmiştir. Söz konusu bakanlık çevre ve orman bakanlığıdır. Ancak yasakların denetlenmesi ceza yaptırımlarının uygulanması bakanlığa verilmesine karşı hayvanların iyi ve rahat özellikle sokak hayvanlarının ve ya sahipli hayvanların muamelesi.

Barınaklardaki Hayvanlar İçin Neler Yapılabilir?

Hassas bir hayvansever olan herkesin yolu mutlaka barınakları ziyaret etmekten geçer. Barınakları ziyaret ettikten sonra hayvanların oraya düşmemesi için elimizden geleni yaparız. Bunun sebebi ise hayvanların barınaktaki yaşam koşullarıdır. Tüm canlılar içi sevgi temel ihtiyaçtır. Hayvanların en çok ihtiyacı olan şey aslında insanların sevgi ve şefkatidir. Sevgimizle onların hayatının gidişatını değiştirin. Herkesin bilinçli olması gereken bir durum aslında barınaklar hayvanlar için kalıcı değil, geçici yerlerdir. Bir hayvan sahibi olmak istiyorsak satın almak yerine sahiplenerek onları bulundukları yalnızlıktan kurtarın. Kendi yaşadığınız bölgedeki hayvanlara sahip çıkın. Kapınızın önüne ve sokaklardaki uygun yerlere onlar için bir kap su ve yemek koyun.  Barınaklara mama bağışında bulunabilirsiniz . Tedavileri için destek olabilirsiniz. Barınaklar gönüllüler olmadan ayakta kalamaz. 






Bu konu için vatandaşların önerileri ise şu şekilde ;




18 Nisan 2019 Perşembe

Sokaktaki Patili Dostlarımızın Hayatlarını Kolaylaştırmak İçin Yapmamız Gerekenler

1. Petshoplara hayır! Hayvan sahibi olmak istiyorsanız kimsesiz bir hayvan sahiplenin.




2. Bir hayvanı sahiplenmenize şartlarınız el vermiyorsa, bakıma muhtaç bir hayvanın bakımını üstlenin.



3. Hayvanlardan korkuyor fakat onlar için bir şeyler yapmak istiyorsanız barınaklara bağışta bulunun.




4. Beslenmeleri için sokaklara mama ve su kapları bırakın.




5. Soğuk ve yağmurlu kış günleri için sokaklara kedi-köpek evleri yerleştirin.




6. Sokakta kayıp bir evcil hayvan gördüğünüzde sahibine ulaştırmaya çalışın.




7. Sosyal medya hesaplarınızdan sokaktaki hayvanlar için sahiplendirme, kayıp bulma, ilaç temin etme ve mama bağışlama gibi duyuruları paylaşın.




8. Ağaç yaş iken eğilir! Çocuğunuzu hayvanlardan korkarak büyütmek yerine, onlara hayvan sevgisini aşılayın.



9. Sokakta bulduğunuz hasta ve yaralı hayvanlar için belediyeyi arayın.





10. Sevimli ve şirin görünümleri olsun diye hayvanların genetikleriyle oynanmasına izin vermeyin.



11. Sokak hayvanlarından korkmayın, onlara şiddet göstermeyin.


12. Hayvanları sevin, onları koruyun ve çevrenizdeki herkese örnek olun.

4 Nisan 2019 Perşembe

Maltepe Belediyesi Sokak Hayvanlarına Sahip Çıkıyor


Sokakta yaralı yardıma ihtiyacı olan hayvanları gördüğünüzde onları kaderlerine terk etmeyin. Maltepe Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü Sahipsiz Hayvan Aşılama ve Tedavi Merkezi yaralı ve hasta olan bütün sokak hayvanlarına ücretsiz bir şekilde tedavi olanağı sağlıyor. Amaçları ise başıboş ve sahipsiz hayvanların tedavisi ve tekrar rehabilitasyonlarını sağlamak. Vatandaşlar sokakta buldukları yaralı hayvanları götürüp tedavi ettirebiliyor. Belediyenin telefon numaralarından yaralı hayvanları bildirebiliyor. Ambulans ekipleri yaralı hayvanları gelip alıyorlar ve tedavileri sağlanıyor. 

Daha fazlasi icin video;




14 Mart 2019 Perşembe

Sokaktaki Patili Dostlarımız

Sokaklarda karnı acıktığında yemek bulamayan binlerce hayvan, soğuk havalardan etkilenip hastalanan, yardıma muhtaç olup ilgi bekleyen patili dostlarımız var. Söz konusu sokak hayvanları olduğunda vicdanı olan kimsenin dayanamayacağı gibi onları şiddete maruz bırakan, tecavüz eden canilerde yok değil. Günümüzde onları kaderine terk etmeyen birçok dernek kuruldu. Bunlardan biri de sokakta sakat, hasta, kör, hamile veya bakıma muhtaç hayvanlara yardım etmek amacıyla kurulan Sohayko Derneği. Bu podcastim de Sohayko Derneği’nin kurucularından Yasin Yılmaz ile derneğin faliyetleri ve bizden yardım bekleyen minik dostlarımıza nasıl yardımcı olabileceğimiz hakkında konuştuk ve farkındalığı arttırmak istedik. Her bireyin bu durumun değişmesi için elinden geleni yapmasını umut ediyoruz. 




                                 

 Podcastim için aşağıdaki linke tıklayınız...
 https://soundcloud.com/user-1935607/aysegultorgay

28 Şubat 2019 Perşembe

GENETİĞİYLE OYNANMIŞ KÖPEK CİNSLERİ

İnsan ırkı, sevimli gördüğü her şeyi kendisinin olsun ister. Bu kategoride en çok ilgi gören de cins hayvanlardır.
Cins köpekler aslında genetikleriyle yüz yıllar öncesinden oynanmış hayvanlardır. Arkadaş canlısı olmaları insanlarda sempati uyandırır. Ama bir evcil hayvan sahibi olmadan önce bilinçlenmemiz gereken ve insanların çoğunun farkında olmadığı bazı önemli gerçekler var. 

KÖPEKLERDE KALICI SAĞLIK SORUNLARI YARATTIK
“Köpek cinsi üretme” furyası İngilizlerde başlamış ve üst sınıfın hobisi haline gelmişti. Bundan birkaç yüz yıl önce, köpekler fiziksel özellikleri için çiftleştirilirken, 1800’lerin sonunda ise “sempatik” görünümlü süs köpekleri üretiliyordu. “Biraz daha düz ve basık suratlı olsun, biraz daha sevimli olsun" diyerek kalıcı sağlık sorunları yaşayan ırklar üretildi.


IRKLAR ÖZELLİKLERİNE GÖRE BİRBİRLERİNE KARIŞTIRILIYOR

Günümüzde hayvanlarda doğal süreçlerle meydana gelen değişikliklerin yanı sıra pek çok değişiklik laboratuvar ortamlarında gerçekleşiyor. Çünkü laboratuvar ortamında hayvanların genleriyle oynanarak melezleme ve onun gibi birçok işlemler uygulanıyor.   Farklı köpeklerin genleri birleştirilerek laboratuvar ortamında üretiliyor. Örneğin Dogo Argentino 9 farklı hayvanın genlerinden bir araya gelip oluşturulmuş bir köpektir. Bull Terrier ve Bulldog cinsi köpekler, artık soyu tükenmiş olan beyaz İngiliz Terrier’i, Dalmaçyalı, İspanyol Pointer’ı, tilki tazısı gibi farklı ırkların genlerinin karıştırılmasıyla, köpek dövüşleri için üretilmiş bir köpek cinsidir. Hangi köpeğin özellikleri daha iyiyse o genleri alıp hayvanlar üzerinde oynamalar yapılmıştır. Maalesef o dönemlerde hayvanlara karşı bir hassasiyet yoktur. 

ŞİRİN VE CANA YAKIN OLMALARININ SEBEBİ GENETİK RAHATSIZLIK

Son yıllarda Pug, Fransız Bulldog ve Boxer gibi melez köpeklere ilgi arttı. Bunun sebebi ise düz surat yapısına sahip olmalarıydı. Küçük olmalarından dolayı yaşamları için büyük alan sahibi olmamaları bu ilginin en başında geliyordu. Şirin, insan dostu ve farklı görünümleri onları ön planda tutuyordu. Ön olanda olmalarının ve ilgi görmelerinin nedenleri aslında pek de doğal yollardan sağlanmıyor. Fiziksel özellikleri olarak düz suratları, içe kıvrılmış kuyrukları ve homurdanmaları aslında ciddi genetik rahatsızlıklarından dolayı oluştu. Bu genetik bozukluklar yüzünden köpekler doğum sırasında çok zorlanıyor ve bu zorlanmanın beraberinde felce kadar uzanan sorunlar yaratıyor. İnsanlara sevimli gelen düz burunları ise beslenmelerinde ve solunumlarında köpeklerin büyük bir zorluk çekmesine sebep oluyor. Bu sağlık problemlerinin sonucunda köpeklerde damar problemleri, egzama ve aşırı kiloluluk gibi hastalıklar görülüyor.

Köpeklerdeki bu sağlık sorunlarına rağmen sırf şirin ve güzel gözüktükleri için veterinerler bu cins köpeklerin ticaretini yapabilmek için üreterek çoğaltıyor. Aslında insanların bu konu da daha bilinçli olması ve onlara garip ve sempatik geldikleri için bu genetik sorunlara sahip olan hayvanları satın almayarak dur demeleri gerekiyor.